OKUYUCULARA NOT:

Bu blogta yayınlanan Telif-Tercüme'ye ait çeviri ve orijinal yazıları (doğal olarak çevirisi yapılmış olan ve kaynak gösterilen ingilizce orijinal yazıları değil) istediğiniz her ortamda çoğaltabilir, yayınlayabilir ve değiştirebilirsiniz.
Kaynak göstermek özü itibariyle ahlaki, öznel bir tercihtir; gösterirseniz sevinir, göstermezseniz üzülmeyiz.
Bilgi -içeriği ve düzeyi ne olursa olsun- ; hele kamuya sunulmuşsa, mülkiyete konu olacak birşey değildir, paylaşıldıkça anlamlıdır ve bu güneş altında yeni hiçbirşey yoktur.
İçerik çalma diye birşey en azından bu blog için geçerli değil; gönüllü olarak verilmiş birşeyin alınması durumunda hırsızlık söz konusu olabilir mi?
Görülen lüzum üzerine duyurulur.

30 Mayıs 2007 Çarşamba

AdSense Bid Gap.../ AdSense Fiyat Uçurumu


AdSense Bid Gap Or Why You Should Never Display All Ad Units Google Allows On One Page

Google allows up to three AdSense ad units (plus one adlink and one Google search box) on a website at any one time. In most cases, it is best to run the maximum three - the more ads you show, the higher the chance it will catch a reader’s eye. However, there are times when having less ads could make you more money. This is caused by something known as the Google Bid Gap. What Is The Bid Gap The bid gap is the difference in price between the Google ads. The top spot always cost the most, with each lower position costing less and less. The gaps between the top four bids are normally very close. However, once you get pass that, the gap can widen substantially. For example, the bids on a high paying keyword might be $5.00, $4.99, $4.98 and $4.97 for the top 4 spots, and then 10 cents for the fifth spot. There is only a 1-cent gap between positions 1-4 but a $4.87 gap between positions 4-5. If you were running the maximum number of Google ads ..... KAYNAK: www.nichegeek.com

-------------------------------------------------------------
AdSense Fiyat Uçurumu Ya Da Google Tarafından İzin Verilen Maksimum Reklam Birimlerinin Hepsini Kullanmalı Mıyız?

Google bir sayfada en fazla 3 reklam biriminin yayınlanmasına izin veriyor. Birçok durumda 3 imkanı birden kullanmak iyi bir çözüm olabilir: ne kadar çok reklam yayınlarsanız o kadar fazla ziyaretçinizin ilgisini reklamlara çekebilme ihtimali artar. Ama bazı durumlarda daha az reklam göstermek reklam gelirlerinizin artmasına da neden olabilir. Bunun sebebi "Google Fiyat Uçurumu" olarak bilinen bir olaydır.

"Google Fiyat Uçurumu" Ne Demektir?

Google reklamları arasında fiyat aralığına bu ad verilir. İlk pozisyondaki reklam herzaman en pahalı olanıdır ve listede aşağıya doğru gittikçe bu giderek azalır. İlk 4 reklam arasında fiyat farkı genellikle azdır. Ama bunları geçtikten hemen sonra uçurum başlar. Örnek vermek gerekirse, bir arttırmada en değerli anahtar sözcük için teklifler 5.- / 4.99 / 4.98 / 4.97 Dolar olabilir. Beşinci durumdaki ise
sadece 10 cent olabilir. İlk 4 sırada sadece birer centlik fark olmasına rağmen, 4 ve 5. pozisyondakiler için 4.87 lik bir uçurum vardır. Eğer bu konuda hedeflenmiş reklamları gösteren bir sayfamız varsa ve maksimum sayıda reklam birimi, yani 3 reklam birimi birden yayınlıyorsak, bir reklam birimimizde yüksek değerli reklamları yayınlıyor ve diğerlerinde de döküntüleri yayınlıyor olacağız. Ziyaretçi reklamlara tıklamaya niyetliyse büyük ihtimal az gelir getiren reklamlardan birine tıklayacaktır. Çünkü onlar sayı olarak daha fazlalar ve dolayısıyla tıklanma ihtimali daha yüksek. Böyle bir durumda, reklam birimlerimizin sayısını azaltmak bizim lehimize olacaktır.
AdWords kanalıyla reklam verenler bilirler ki bir reklam biriminde genellikle en fazla 4 reklam yayınlanır. Ve yine bilirler ki bir çok site sadece bir reklam birimi yayınlar. Bu da ilk 4 sıradaki reklamların rekabeti ve dolayısıyla fiyatlarının yükselmesine yol açar.
İkinci dörtlü gruba ödenen, başka bir deyişle yayıncıların kazandığı para daha azdır. Daha sonrakiler ise MFA (AdSense için yapılmış siteler) sitelerinde yayınlanır.


Daha Az Daha Çoğa Ne Zaman Dönüşür?

Sayfanızdaki reklam birimi sayısını azalttığınızda tık başına aldığınız para artar, ama toplam tık sayısı azalır. Arasındaki dengeyi korumalı ve ayarlamalarınızın sizin lehinize sonuçlar vermesini izlemelisiniz. Her halukarda reklamlar arasında bir uçurum varsa reklam birimi sayınızı azaltmalısınız.Hangi reklamın daha az ya da daha çok getirdiğini bilmek, başka bir deyişle fiyat uçurumunun sitenize etkisini saptayabilmek pek de kolay değildir. Google bu bilgileri açık etmez. Bunu keşfetmenin en iyi yolu bize tanınan imkanlar içinde bulunan "custom channels" özel kanalları kullanmaktır. Böyle yaparak yayınladığımız her reklam biriminin performansını izleyebiliriz. Eğer 2 reklam birimi arasında ciddi bir getiri farkı varsa (CPM) bu büyük bir uçurumun varlığının habercisidir. Bu durumda o reklam birimini sitenizden kaldırın. Bu önlem gelir kaybınızı engeller. Döküntü reklamlardan kurtulmak için rekabetçi reklam filtresini kullanarak onların yayınlanmasını engelleyebilirsiniz.

Hep Çabalayacaksınız

Çok kereler söyledim, ama bir kere daha tekrarda fayda var: Başarmak için çok çabalayacaksınız. Google, sizin bir kere siteye reklamları koydunuz mu bunu artık ömür boyu unutabileceğinize inanmanızı ister. Ama bu iş böyle bir iş değildir. AdSense'tenmaksimum para kazanmak için her yolu denemek ve yukarıda bahsedilen fiyat uçurumu gibi faktörleri izlemek, gerekli önlemleri almak zorundasınız.

Bu yazının daha anlam kazanması için lütfen bu adreste denemeler yapın. Yukarıda ne demek istendiği çok daha açık bir şekilde ortaya çıkacak.

25 Mayıs 2007 Cuma

Bugün Sünnet ay pardon Sandık, Yarın Deniz !




Turizmden Para Kazananlar Yaşadı !





Radikal Gazetesi'ndeki bu habere göre turizmcilerin seçimlerin yazın ortasında yapılmasından kaygılanmalarına gerek kalmadı.
Sorunlarımızı anında çözen siyasetçilerimiz turizmcilerin de imdadına yetişmiş gibi görünüyor. Haberin başlığı bile insanın içini ferahlatıyor:
"CHP plajlardan seçmen taşıyacak"
Zaten siyaset sorunlara uygun çözüm bulma sanatı.
"Baykal, Cumhuriyet mitinglerine gönderme yaparak, "2.5 milyonu taşıyan organizasyon, bunu da yapar" dedi. "

Aslında tatili seçim haftasına denk getirip sadece gidiş bileti almalı, devir tasarruf devri, dönüş nasıl olsa organizasyondan, nasıl olsa partili arkadaşlar plaja yanaşıp "Hadi sandığa sandığa" diye adam toplayacaklar.
İster misiniz birisi bu işi çok sevip de siyaseti bıraksın ve otobüsçülüğe başlasın...


Her işte bir hayır vardır !

24 Mayıs 2007 Perşembe

How to Analyze Site Traffic with Google Analytics / Site Trafiğinizi Google Analytics ile Nasıl Analiz Edebiliriz?


To analyze web site traffic with Google Analytics you will.....

first have to add the Analytics code to your blog template. To do this go to Google Analytics and register with your Google account. It is free and has no limitations. On the Analytics Settings page click on '+ Add Website Profile' link in the top frame of the Website Profiles box. This takes you to the ' Create New Website Profile' page....
KAYNAK:

----------------------------------
Site Trafiğinizi Google Analytics ile Nasıl Analiz Edebiliriz?

Önce Analytics kodunu blOğunuzun şablonuna yapıştırmalısınız. Bunun için Google Analytics sayfasına gidin ve Google hesabınız ile kayıt yapın. Bedava ve sınırsızdır.
"Analytics Settings" sayfasında üst çerçevedeki "Website Profiles" kutusundaki "Add Website Profile" linkine tıklayın. "Create New Website Profile" sayfasına geldiniz.
"Add a Profile for a new domain" ifadesinin altındaki kutuya blog veya sitenizin adresini girin. Saat diliminizi seçip "Finish"e tıklayın.
Şablonunuza yapıştıracağınız kodun bulunduğu yeni bir sayfa açılacak.

Kodu kopyalayarak şablon sekmenizdeki "edit HTML" yi tıklayın. Edit HTML kutusunda aşağıya doğru inerek sonlara doğru ifadesini bulun. Ve kopyaladığınız kodu ifadesinden hemen önce yapıştırın. Şablon değişikliklerini kaydederek sayfayı yeniden yayınlayın.

Google Analytics "Settings" sayfasına geri dönün, blog veya sitenizin listelendiğini göreceksiniz. "Confirm" linkine tıklayarak sayfadan aldığınız kodu bloğunuza eklediğinizi teyit edin. Google Analytics veri toplamaya başladı.
Raporlarınızı görmek için " Google Analytics Settings" sayfasına gidin. "Select Website Profile" ve "View Reports" sekmesini seçin.

Raporunu görmek istediğiniz sitenin adresini seçin. "Executive Overview" sayfanız açıldı. Sayfa iki ana parçadan oluşur: Kenar ve ana bölüm. Buralardan raporlarınıza istediğiniz ayrıntılarla ulaşabilirsiniz.

Ziyaretçiniz bol olsun !



Mouse Calibration / Mouse Ayarlarınızı Yapıyor Musunuz?


This really works.
Is your mouse calibrated?
You should do this every few days. More often if you spend a lot of time on computer.
I was shocked....
KAYNAK


--------------------------
Mouse Ayarlarınızı Yapıyor Musunuz?
Gerçekten oluyor.
Sizin fareniz kalibre edilmiş mi?
Bu ayarları birkaç günde bir yapmalısınız. Hatta bilgisayarınızın başında çok vakit geçirdiğiniz zamanlar daha sık yapmalısınız. Ben yaptığımda şoke oldum !

Ayarları yapabilmek için bu linki tıklayın, açılan sayfada alt tarafta göreceğiniz Y harfine tıklayıp farenizi basılı tutup Y harfini g harfine doğru çekin.
Başaramıyorsanız farenizi temizlemeniz gerekebilir.

Ben denedim, fareme ayar çektim. Sonuçlarınızı bildirirseniz sevinirim.



22 Mayıs 2007 Salı

Calculate Your PC Energy Consumption / Bilgisayarınız Ne Kadar Enerji Harcıyor?



It's free and easy to use. It's the Energy Star online calculator, available on the European Union website.
Energy rates and consumption patterns are customizable as well as the type of equipment and if printer and modem are used.

KAYNAK: Green is not color
-----------------------------

PCnizin Enerji Tüketimini Hesaplayın

Bedava ve kullanımı kolaydır. Avrupa Birliği sitesinden online olarak Energy Star hesap makinasına ulaşabilirsiniz.

Elektrik tarifesini ve tüketim kalıplarınızı kendiniz belirleyebileceğiniz gibi kullandığınız donanım tipini ve kullanıyorsanız yazıcı ve modeminizi de seçebilirsiniz.

Masaüstü ve dizüstü arasındaki farkın müthiş olduğunu göreceksiniz: yılda 165kg CO2.


Not: Çevre ve çevre bilim ile ilgili olmasanız burada olmazdınız. İşinize çok yarayabilecek bir sayfayı burada sizlerle paylaşmak isterim: Environmental Sciences Journals
Burada internette online olarak ve sayfaların tümüne ulaşabileceğiniz akademik dergiler ve adresleri mevcut. Tavsiye edilir.

18 Mayıs 2007 Cuma

Warning For Web Wilfers / Wilferler Dikkat!



Aimless internet surfers are spending an average of two working days a month mindlessly searching cyberspace with no real purpose.


More than two thirds of the UK's 33.7 million internet users admit to "wilfing" (What Was I Looking For?).
And almost a quarter spend 30% or more of their internet time wilfing - the equivalent to spending an entire working day every fortnight browsing the net aimlessly.

KAYNAK

Wilferler Dikkat!

Önce sözlük:
WILFER (What Was I Looking For?)=Ben Ne Arıyordum
Wilfing = Saatlerce, amaçsızca internette dolaşıp durmak
Wilferler (Ben Ne Arıyordum'cular)


İnternette amaçsızca dolaşanlar ayda ortalama 2 günlerini bu yüzden bilgisayar başında geçiriyorlar. Bunlara WILFER (What Was I Looking For?) yaptıkları eyleme de WILFING diyorlar.

İngiltere'deki 33.7 milyon internet kullanıcısının üçte ikisinden çoğunun wilfer olduğu kabul ediliyor. İnsanların hemen hemen yüzde yirmibeşi, internette geçirdikleri zamanın yüzde otuzdan fazlasında amaçsızca sörf yapıyorlar.

Zaman zaman sizin de başınıza geliyordur, "Fenerbahçe'nin tarihini araştırırken kendimi fado üzerine bilgilenirken buluyorum. Fener'den fadoya nasıl geldiğimi ise tam hatırlayamıyorum, hani demiş ya adam "ben 3 f ile yönettim memleketi"diye, kimbilir belki o yollardan geçmişimdir...

Yaşam koçu Pete Cohen kendimize belirli bir sörf amacı ve zamanı koymamızı öneriyor.
Moneysupermarket.com tarafından yapılan araştırmaya göre alışveriş siteleri wilfing'in en büyük müsebbiplerinden. Ayrıca erkekler kadınlardan daha çok wilfing yapıyor, hatta bu durum eşleriyle olan ilişkilerini de bozuyormuş erkeklerin. Araştırmaya 2412 yetişkin katılmış.
......

Ne yalan söyleyeyim, ben de galiba bir wilferim!

Clicks for charity? Allah Rızası İçin Reklama Bir Tık!


In this week's 'Policy Thursday' post, we'd like to follow up on one of Mike's previous posts to highlight a more specific example of encouraging clicks that we often receive emails about. Many publishers have asked if they can place text on their sites which states that all or a portion of the earnings generated through AdSense will be donated to charity or another third party.
KAYNAK Arlene Lee


Allah Rızası İçin Reklama Bir Tık !

Google Adsense bloğunda 17.05.2007 tarihinde yayınlanan Arlene Lee imzalı bir yazıda sitenizde/bloğunuzda Adsense reklamlarından kazanacağınız paraları hayır işlerinde kullanacağınızı yazmanızın bir kural ihlali olacağı belirtiliyor. Yani; "reklamlardan kazanacağımız parayla cami yapacağız, yoksul çocuklara kitap alacağız,..." gibi duygu sömürüsüne yol açabilecek ifadelerden kaçınmanızı net bir dille anlatıyor Arlene Lee. Yanılmıyorsam ben bu şahsın bir videosunu izlemiştim Youtube'da, valla atar sistemden, Gestapo gibi.
Diyor ki Arlene:

" Hayırsever çabalarınızı takdir ediyoruz, çekinizi alın ister hayır yapın, ister gece barda parayı ezin. Ama sitenizde sakın reklamlara tıklamayı doğrudan ya da dolaylı olarak yüreklendiren ifadeler kullanmayın. Ziyaretçileriniz sadece ilgilerini çeken reklamlara tıklasınlar..."

Siz de çevrenize bir bakının bakalım, ilgi çeken bir şeyler var mı? Bir sayfayı açıp da reklamları görmemeyi biliyorsunuz "
Reklam Körlüğü" olarak adlandırıyorlar. Bir de reklamı görüp, beğenip, domuzluğuna tıklamayanlar var. Bu konuda bildirgec.org da yazılmış bir yazı ve yorumlar da ilgi çekebilir.


The First 7 Days of Blogging/ Bloglamada İlk 7 Gün


Thousands of blogs are being created every week and many of them are making critical mistakes within the first week of starting. If you are thinking about starting a blog here are some things that you should think about and do within the first 7 days of starting your blog.

Day 1: Don't launch until the blog is properly setup
Many people launch a blog that is not fully setup; the design may not be complete or the RSS feed may not work. Before you launch your blog make sure that your design is complete, RSS feed is working, you are setup to ping the blog search engines and your blog is optimized for the search engines. Day 1 is the most crucial day because without launching with all these things in line it can hurt the future success of your blog.

Day 2: Pick a topic and stick with it
It is your blog so you can write on what topic(s) you want to write on, but whatever topic(s) you choose, you want to stick with them.....
KAYNAK /Neil Patel

-----------------------
Bloglamada İlk 7 Gün

"İstanbul'da her ay bilmem kaç bin araba trafiğe çıkıyor, yollar kaldırmaz tabii" gibi başlamış yazarımız Neil Patel. Her hafta binlerce blog üretilip piyasaya sürülüyor, ama bir çoğu yaptıkları hatalardan dolayı bu kalabalıkta kayboluyorlarmış. Ben de taze bir blogçu olduğuma göre, ilk hafta neler yapmalıymışım okuyalım bakalım:

1.GÜN: Bloğunuzu uygun olarak düzenlediğinize emin olmadan yayınlamayın
Dizaynda eksiklikler olabilir, RSS'de sorunlar olabilir; bunları kontrol etmeden, ping ayarlarını ve AME ( Arama Motoru Eniyileştirmesi- optimizasyon için bu sözcük öneriliyor-) yapmadan işe başlarsam blogumun gelecekteki başarısını olumsuz olarak etkilermişim.

2. GÜN: Bir konu seçin ve ona sıkı sıkıya bağlanın
(Olmadı şimdi: İlk gün AME yaptıktı ya, önce AME yaptırıyor, sonra konu seçtiriyor, neyse devam edelim) Bu blog benim bloğum olduğuna göre hangi konuyu istersem seçermişim, ama konuya sıkı sıkı bağlanmalıymışım. Bu da beni gerdi şimdi, daldan dala atlamak gibisi var mı? Belirli bir konuya alıştırdığım okuyucum kaçarmış. Bulduk ta kaçırmaya geldi sıra...

3. GÜN: Tutarlı Olun
Blog benim blogum olduğuna göre istediğim sıklıkta yazabilirmişim. Ama hep aynı aralıklarla. Hep ayda bir veya hep haftada bir veya hergün. Bir hafta hergün yazıp sonra bir ay bloğa uğramazsam okuyucumu zorda bırakırmışım. Yahu haftalık veya aylık dergi, günlük gazete mi çıkarıyorum? İnsanlar bazı dönemlerde verimli olurlar, bazen kısırlaşılar. Ben üçüncü günde bıraksam mı bu blog işini acep...

4. GÜN: Okuyucularınızı cevapsız bırakmayın
Blog için ilk günler okuyucularla ilişki kurmak için çok önemlidir. Sorularına ve önerilerine cevap vermekte gecikmeyin.

5.GÜN: Yazılarınız kararında olsun
İsterseniz koca bir kitabı yayınlayın bloğunuzda, bu insanların onu okuyacağı anlamına gelmez. Az ve öz yazarsanız yazdıklarınızın okunma şansı artar.

6.GÜN: Bloğunuzu renklendirin, ruh, heyecan katın
Özgün, neşeli ve sıradışı unsurlardan yararlanın. Bu, okuyucularınızın tekrar tekrar sitenize gelmesine neden olacaktır.

7.GÜN: Öyle hemen çok umutlanmayın
Bloğunuzun bir haftada popüler olmasını beklemeyin. Bir bloğun popüler olması yıllar almasa da aylar alacaktır. İlk haftada işler iyi gitmezse hemen umutsuzluğa kapılmayın. Yazmaya devam...
Başladığınız bloğun türü ister kişsel blog olsun isterse işle ilgili veya extra gelir için bloglayın, okuyucularınız ve diğer blogçularla iletişim kurmayı unutmayın ve yaptığınızdan keyif alın.

İlk üç günü atlatırsak gerisi kolay gibi...



SON YAZILAR / RECENT POSTS