OKUYUCULARA NOT:

Bu blogta yayınlanan Telif-Tercüme'ye ait çeviri ve orijinal yazıları (doğal olarak çevirisi yapılmış olan ve kaynak gösterilen ingilizce orijinal yazıları değil) istediğiniz her ortamda çoğaltabilir, yayınlayabilir ve değiştirebilirsiniz.
Kaynak göstermek özü itibariyle ahlaki, öznel bir tercihtir; gösterirseniz sevinir, göstermezseniz üzülmeyiz.
Bilgi -içeriği ve düzeyi ne olursa olsun- ; hele kamuya sunulmuşsa, mülkiyete konu olacak birşey değildir, paylaşıldıkça anlamlıdır ve bu güneş altında yeni hiçbirşey yoktur.
İçerik çalma diye birşey en azından bu blog için geçerli değil; gönüllü olarak verilmiş birşeyin alınması durumunda hırsızlık söz konusu olabilir mi?
Görülen lüzum üzerine duyurulur.

7 Mayıs 2008 Çarşamba

Çatlaklar Üzerine


Çatlaklar Üzerine

"Çatlaklar kutsaldır, çünkü içeri ışık sızdırırlar."

Herşeyin sıradan, normal, doğal karşılandığı bir ortamda
yaşamaya alıştırıldık.

Sıradışılık korkutuyor artık bizi,
sözüm meclisten dışarı, gençleri.

Tepki göstermemiz gereken birçok şeyi görmezlikten geliyoruz.
Tepki gösterenleri, aykırı düşüncelere sahip olanları
görünce
yanlarından kaçıyoruz vebalı gibi.
Manyak diyoruz, çatlak diyoruz...
Bir masal okudum bugün, çatlak bir testi üzerine mi desem,
çatlak bir adam üzerine mi desem...
İşte masal:

".........
Bir adam, her gün boynuna dayadığı kalın sopanın

iki ucuna asili testilerle dereden su taşırmış evine..
Bu testilerden birinin yan kısmında çatlak varmış...
Diğeri ise hiç kusursuz ve çatlaksızmış ve her
seferinde bu kusursuz testi adamın doldurduğu
suyun tümünü taşır, ulaştırırmış eve.. Ama her zaman
boynunda tasidigi testilerden çatlak olani eve
yarı dolu olarak varırmiş.
Iki sene her gün bu sekilde geçmis. Adam her iki
testiyi suyla doldurmuş ama evine vardığında sadece
birbuçuk testi su kalirmiış...
Tabi ki kusursuz, çatlaksız testi vazifesini
mükemmel yaptiığı için çok gururlaniyormuş...
Fakat zavallı çatlağı olan kusurlu testi, çok utanıyormuş.
Doldurulan suyun sadece yarısını eve ulaştırabildiği
için de çok üzülüyormuş.

İki yılın sonunda bir gün, görevini yapamadiığını düşünen
çatlak testi, ırmak kenarında adama söyle demiş:
"Kendimden utanıyorum. Şu yanımdaki çatlak nedeniyle,
sular eve gidene kadar akıp gidiyor.."

Adam gülümseyerek dönmüş testiye;
"Göremedin mi?
yolun senin tarafında olan kısmı çiçeklerle dolu. Fakat
kusursuz testinin tarafinda hiç yok.

Çünkü ben başından beri senin kusurunu, çatlağını
biliyordum.. Senin tarafına çiçek tohumlari ektim.
Ve hergün o yolda ben su taşırken, sen onları suladın..
İki senedir o güzel çiçekleri toplayıp, masamı süslüyorum.
Sen kusursuz olsaydın, o çatlağın olmasaydı, evime
böyle güzellik ve zarafet veremeyecektim" diye cevap vermiş...
...........
..........."
Can Dündar

Şimdi soru şu:
Testi miydi çatlak olan,
yoksa adam mı çatlaktı?

Yoksa...
Yoksa biz çatlamadık da kırılıp bin parça mı olduk?

Hiç yorum yok:

SON YAZILAR / RECENT POSTS