OKUYUCULARA NOT:

Bu blogta yayınlanan Telif-Tercüme'ye ait çeviri ve orijinal yazıları (doğal olarak çevirisi yapılmış olan ve kaynak gösterilen ingilizce orijinal yazıları değil) istediğiniz her ortamda çoğaltabilir, yayınlayabilir ve değiştirebilirsiniz.
Kaynak göstermek özü itibariyle ahlaki, öznel bir tercihtir; gösterirseniz sevinir, göstermezseniz üzülmeyiz.
Bilgi -içeriği ve düzeyi ne olursa olsun- ; hele kamuya sunulmuşsa, mülkiyete konu olacak birşey değildir, paylaşıldıkça anlamlıdır ve bu güneş altında yeni hiçbirşey yoktur.
İçerik çalma diye birşey en azından bu blog için geçerli değil; gönüllü olarak verilmiş birşeyin alınması durumunda hırsızlık söz konusu olabilir mi?
Görülen lüzum üzerine duyurulur.

22 Ocak 2008 Salı

YouTube Yasağı Üzerine


YouTube Yasağı Üzerine


Çok fazla yazmak gerekmiyor:
Atatürk herşeyimiz.

Hakkında yapılan videoyu izlemedim.
Besbelli ki hakaretler içeriyor.
Besbelli ki bizi acıtan, hele bugünlerde, ona, onun düşüncelerine çok fazla ihtiyaç duyduğumuz
bugünlerde canımızı çok sıkan görüntü ve ifadeler var.
Ama aşağıdaki haritada kırmızı kırmızı görünmek de canımızı sıkmıyor mu?



Harita http://mashable.com/2007/05/30/youtube-bans/ adresinden alınmıştır.

Kapatılan YouTube sitesinde Atatürk düşmanlığı yapan videoların yanısıra yüzlerce video yok mu Kurtuluş Savaşı'nı, Çanakkale'yi konu alan?

Bir zamanlar TRT'de, o da sadece ulusal bayramlarda izleyebildiğimiz görüntüleri YouTube sayesinde çoluk çocuk istediğimiz zaman ve istediğimiz kere izlemiyor muyduk?

Kurtuluş Savaşı'nı da yasaklamış olmadık mı bu uygulamayla?

Sizce Atatürk YouTube'u yasaklar mıydı?

21 Ocak 2008 Pazartesi

Double AdSense CTR - Use Section Targetting / Adsense Tıklanma Oranını Katlamak İçin Bölge Hedeflemesi




Double AdSense CTR - Use Section Targetting

I’ve read lots of articles on SEO but none of the changes that I’ve made have had the same impact on my CTR as implementing Section Targetting.

I added Section Targetting two days ago based on the advice of Matt Cutts from Google and already my CTR rates are up 50%.
It will take a while for Google to re-index all of my pages so I estimate that the overall effect will be to double my CTR........

................
Kaynak: www.connectedinternet.co.uk


===================================================


Adsense Tıklanma Oranını Katlamak İçin Bölge Hedeflemesi

Arama motoru optimizasyonu ile ilgili bir çok yazı okudum.
Ama hiçbiri bölge hedeflemesi uygulaması kadar işime yaramadı.
Google'dan Matt Cutts'ın tavsiyelerine uyarak bölge hedeflemesini 2 gün önce sayfalarıma ekledim ve şimdiden sayfa tıklanma oranlarım %50 oranında arttı. Google tüm sayfalarımı tarayıncaya kadar belli bir süre geçecek, tarama bittiğinde
sayfa tıklanma oranımın 2 katına çıkacağını tahmin ediyorum.

Bölge hedeflemesi ile sayfanızdaki belli bir bölgenin Google tarafından Adsense
amacıyla okunmasını ve dolayısıyla içerik ile daha ilgili reklamların yayınlanmasını sağlayabilirsiniz.

Aşağıda verdiğim satırları sayfanıza ekleyerek Google'a sayfanızda yayınlanmasını istediğiniz reklam konuları ile ilgili bilgi verebilirsiniz.

Hedeflenen bölgenin başladığı yere:



ve bittiği yere de




satırlarını ekliyorsunuz.

Bunları istediğiniz sayıda tekrarlayabilirsiniz. Yani, bir sayfada ille de bir kere kullanacaksınız diye bir şart yok. Ama bu satırların arasında kalacak metin çok da kısa olmamalı. Çünkü, bu sefer de kaş yapayım derken göz çıkarabilirsiniz; Google sayfanızın özünü algılayamaz hale gelebilir.

Dediklerimi uyguladıktan sonra sayfa tıklanma oranlarındaki değişiklikleri benimle paylaşın. Ama sakın unutmayın raporlarınızdaki bilgilerin paylaşılması yasak, sadece artış oranını paylaşabilirsiniz.

Yazarın konuyla ilgili diğer yazısı:

I’ve increased My Adsense eCPM By 50% Using Section Targeting
Yayınlanma tarihi: 20.01.2008

20 Ocak 2008 Pazar

İçerik Kralsa...


İçerik Kralsa...


İçeriğin kral olduğunu çoğunluk kabul ediyor:
" Content is King"

Elbette, neredeyse sıfır içerikli ve "çok başarılı" site ve blogların da sayısı hiç de az değil. Ama genel kabul içeriğin kral olduğu, ziyaretçiyi blog veya sitenize bağlamanın yolunun zengin içerikli siteler, bloglar hazırlamaktan geçtiğidir.
Gerçi bir çok yazıda özellikle Google Adsense gibi tıklamaya dayalı reklamların devamlı müşterisi bol olan bloglarda pek başarılı olmadığı belirtilse de bu blogların çok büyük bir çoğunluğu bloglama üzerine yapılmış bloglar.
Bu tip ziyaretçisi bol olan blogların da başka alternatif gelirleri var.
Özgün içeriği olan uzmanlaşmış bloglar ise hem tıklamaya dayalı reklamlardan, hem de diğer alanlardan gelir elde edebiliyorlar.

Bu yazıda içeriği kral olarak kabul edip onun krallığını, kraliçesini, ve diğer unsurlarını inceleyenlere şöyle bir bakacağız.

Kralın Krallığı
Neil Clemmons kralın krallığı ne olabilir onu incelenmiş:
If Content is King… Context is the Kingdom…
İçerik Kralsa, Bağlam Krallıktır.
Bağlamı değerlerin bulunduğu, akli olanın duygusal olan ile buluştuğu ve bağlılığın yaratıldığı alan olan tanımlıyor Clemmons, ve ekliyor bağlam, fiziksel kanallardan dijital kanallara yönelmede kritik bir unsurdur.

Kralın Kalesi
Viacom ve CBS yönetim kurulu başkanı Sumner Redstone'a göre kendisine korunacak kale yapmamış kral olmaz.
'If Content Is King, Copyright Is Its Castle'
İçerik Kralsa, Telif Hakları Onun Kalesidir.
Telif hakları yaratıcılığı zorunlu kılar, yeniliği teşvik eder. Telif haklarının korunmasını sınırlarsanız, kendini ifadenin yolunu tıkarsınız.
İnsanlar, yaratıcılar kendi kendilerine değil, yasalar tarafından korumalıdır. Harcanan emek ve para ile yaratılan özgün yapıt başkalarına hibe edilecek bir malzeme değildir, korunmalıdır.

Kraliçe
Kral, krallık ve kalede hemen hemen tum yazarlar mutabık görünüyor. Ama iş kraliçeye gelince olay karışıyor. Herkesin kraliçesi kendine:

Shawn Campbell kralın kraliçesi olarak bağlantıları kabul ediyor.
If Content is King, Linking is Queen
Bir sitedeki her türlü linkin çokluğu sitenin başarısında, yayılmasında, hadi bu terminoloijide konuşalım, üremesinde kraliçe görevi gördüğünü iddia ediyor.

John Gall ise başka bir kraliçeye gönlünü kaptırmış:
If Content is King, then surely Relevance is Queen
Bağlantılar ancak bir prens olarak kabul edilebilir, gerçek kraliçe, site içeriği ile ilgili bağlantılardır, kral ve kraliçe el ele, birlikte yürümeliler, ayrı ayrı yönlere ilerliyorlarsa krallık çöker diyor.

Kralın Giysileri
Tahmin edeceğiniz gibi kralın giysileri site tasarımı.
If content is king, design is the Royal Garment

Kralın Dini
İçerik kralsa, kralın dini imanı tabi ki bilgi olacak. Tüm meşruiyetinin, yaratıcılığının kaynağı bilgidir diyor, Marcus Bowles:
If content is king then knowledge is divine

Gerçi, birine göre de kralın dini inanılırlık, güvenilirliktir.
If Content Is King, Credibility Is Divine
Ama bilgi bence de tartışılmaz olarak kralın manevi alanını oluşturmalı.

Kralı, krallığı, kalesini, kraliçeyi, giysilerini ve dinini bulduk diyelim.
Veliahtı, hazinedarı, bilumum nazırları....?
Bitmez bu krallık.


Son olarak öldürücü darbeyi de Alan and Lucy Richmond, Linda Cole, ve Edward Grossman'dan oluşan çete vurmuş:

İçerik Kralsa, Tanrı Kim?
If Content is King, The User is God

17 Ocak 2008 Perşembe

Blogçular Tarafından İzlenmesi Gereken Önemli Bloglar

Blogçular Tarafından İzlenmesi Gereken Bloglar

Problogger.net


Yazarı: Darren Rowse, Avustralyalı, 34 yaşında, 2002 yılından beri blogluyor

En popüler yazıları:

Copyblogger

Yazarı: Brian Clark, 2003 yılından beri blog yazıyor

En popüler yazıları:


SEOMoz.org

Yazarı: Rand Fishkin, dünyanın en saygın arama motoru optimizasyon uzmanı

En popüler yazıları:

Shoemoney

Yazarı: Jeremey Schoemaker, dünyadaki en popüler bir iki blogtan birini yazıyor.

En popüler yazıları:


Lorelle on Wordpress

Yazarı: Lorelle, Wordpress'i geliştiren ekipten.

En popüler yazıları:


JohnChow.com

Yazarı: John Chow, 2006 yılından beri johnchow.com adresinde yazıyor.

En popüler yazıları:


Pronet Advertising

Yazarı: Neil Patel, 2005 yılından beri yazıyor.

En popüler yazıları:


Performancing.com

Yazarı: Blog+forum tarzında çok yazarlı, en popüler yazarlar: Raj Dash ve Ryan Caldwell

En popüler yazıları:



Yukarıdaki yazı 8 Must Read Blogs for Pro Bloggers adlı yazıdan özetlenmiştir.

16 Ocak 2008 Çarşamba

Professor Bans Google & Wikipedia In Class Room / Sınıfta Google ve Wikipedia'ya Yasak



Lecturer bans students from using Google and Wikipedia from The Argus reports that Professor Tara Brabazon from the University of Brighton has banned the use of Google and Wikipedia in her classroom.

She said using Google and Wikipedia doesn't encourage students to use their "own brains" enough. She added:

I want students to sit down and read. It's not the same when you read it online. I want them to experience the pages and the print as much as the digitisation and the pixels. Both are fine but I want them to have both, not one or the other, not a cheap solution.
Kaynak: searchengineland.com

==============================================

Google ve Wikipedia'ya Sınıfta Yasak


Bir öğretmen sınıfta Google ve Wikipedia Kullanımını Yasakladı başlıklı Argus haberine göre Brighton Üniversitesi'nden Profesör Tara Brabazon öğrencilerine kendi dersinde Google ve Wikipedia kullanımını yasakladı.
Hocaya göre Google ve Wikipedia öğrencilerin "kendi beyinlerini" kullanmalarını teşvik etmiyor. "Ben, öğrenciler oturup okusunlar istiyorum. Bu internette okumakla aynı şey değil. Dijital yaşam ve pikseller kadar sayfalar ve basılı materyallerle de haşır neşir olmalarını istiyorum. İkisi de iyidir ama yalnızca biri veya diğeri değil, ikisini birden yaşamalarını istiyorum. Kolay bir çözüm değil aradığım.

Aslında verdiği ders Google hakkında. Dersine verdiği ad: "Google beynin beyaz ekmeğidir." Hocayı Brighton Üniversitesi'nin Sallis Benney Theatre salonunda Çarşamba günü saat 18.30'da dinleyebilirsiniz.

Bir çok uzmanın Google ve Wikipedia'daki bilgilerin yanlışlığını ve kaynak göstermedeki eksikliklerini ifade ettiklerini biliyorum. Ama bu durum Argus'taki raporda belirtilmemiş.
Evet, ben de şahsen insanların kütüphaneleri ve diğer kaynakları kullanmayı öğrenmelerinin gerekli olduğuna inanıyorum.
Bu bana lisede bir grafik ödevini hocama verişimi hatırlattı. Microsoft Excel kullanarak ödevini hazırlayan bir tek ben vardım. Bunun muhteşem bir ödev olduğunu düşünüyordum. Ama hoca beni bilgisayar tarafından çizilmiş grafik ödevinden çaktırttı. Bana dedi ki:" Eğer grafiği kendin, elinle çizmezsen bir grafiğin nasıl çizileceğini öğrenemezsin."
Biliyorum iki durum birbirinden farklı ama yine de bu olay bana o eski bilim hocamı hatırlattı.

Çevirenin notu: Kendiminkinden ve arkadaşlarından biliyorum: Çocuklar için ödev yapmak artık çok kolay: Vikipedi'ye git, kopyala, yapıştır, bastır, en kabası 15 dakikada ödev hazır. Oyunlara geçilebilir artık!
Kitaplardan vazgeçtim, farklı siteler araştırmak bile onlar için vakit kaybettirici bir iş. Sizin de benzeri sorununuz var ise benim yaptığımı yapın, işe yarıyor:
Çocuğunuzla beraber mesela Atatürk maddesine girin, doğum ve ölüm tarihlerini değiştirip kaydedin. Tekrardan Atatürk'ü çağırın: Çocuğunuz artık bu kaynağa eskisi kadar güvenmeyecek, hiç olmazsa birkaç site daha dolaşmak zahmetine katlanacak...
Ya üniversiteli genç arkadaşlarım: Kütüphanede kitap aramayı bilmeyen üniversite mezunlarının oranı sizce yüz kaçtır?

15 Ocak 2008 Salı

Please Save Scrabulous / Lütfen Scrabulous'ı Kurtaralım


Please Save Scrabulous / Lütfen Scrabulous'ı Kurtaralım



Those of you that know me, know that I am in law school to become an IP attorney, so its kind of with mixed feelings that I write about this. I really enjoy playing Scrabble, I really enjoy playing it on Facebook using the application Scrabulous, so it was with a lot of sadness that I read about Hasbro is attempting to shut down Scrabulous.

The site which lauched in 2006, started their Facebook application in June 2007 and is now in the top 10 applications on Facebook with 569,000 daily active users and 70 million page views last month.

Kaynak: Scrabble in Blogosphere

=================================================

Beni bilenler bilir; hukuk okuyorum, fikri mülkiyet konusunda uzmanlaşıyorum. Bunları yazarken karışık duygular içindeyim. Scrabble oynamaktan, onu Facebook'ta Scrabulous uygulaması ile oynamaktan çok zevk alıyorum. Ama Hasbro'nun Scrabulous uygulamasını durdurma girişimlerini okuyunca canım sıkıldı.

Site ilk kez 2006 yılında kuruldu, 2007 yılında Facebook uygulaması olarak karşımıza çıktı, ve şu anda Facebook'ta günlük 569 000 aktif kullanıcısı ile en çok kullanılan 10 uygulama içinde. Aylık sayfa gösterim rakamları ise 70 milyon.

Fortune'da yazan Josh Quittner Facebook'ta bir grup kurularak Scrabulous'ı kurtarma önerisinde bulunurken Techcrunch'tan Erick Schonfeld bu işin öyle yapılamayacağını anlatıyor.

Bu yazıyı yazdığım sırada böyle bir gruba rastlayamadım, ama biri mesela ben böyle bir grubu başlatabilirim. Çünkü bu uygulamayı çok seviyorum ve kaldırılacağı düşüncesinden nefret ediyorum.

Aralarında İnternet Scrabble Club da olmak üzere online scrabble oynanabilecek bir çok yer var tabi, ama Scrabulous'ın en güzel tarafı ziyaret etmekte olduğunuz siteyi terketmeksizin Facebook'taki biriyle oyun oynamanıza izin vermesi.

İlgilisine linkler:

Türkçe Scrabble Topluluğu
Hasbro Tries To Shut Down Scrabulous
Is Scrabulous Going Bye Bye?
Hasbro Attempting To Shut Down Scrabulous

12 Ocak 2008 Cumartesi

Top Online Ping Services / En İyi Online Ping Siteleri

Top Online Ping Services / En İyi Online Ping Siteleri

First of all, we have to know what "Ping" is.
Ping is the abbrevation of Packet INternet Groper.
Ping is an internet utility used to find out a specific address i.e. IP address is reachable online. To do this you have to send out a packet and waiting for a response. Accordingly you can decide if a user or server is online.

Blog pinging works within the same logic:
It is a notification to a website that a blog has been created or updated.
We are bloggers and want that people know about our blog post when we publish it on our blog.
You can do it easily, it just takes few minutes.
What you should do is simple: ping the pinging services when we publish a post on your blog.

By pinging you will be able to spread your blog post all over the web.
The ping is an XML message which contains the address of your blog.
Below are some online pinging services:

*** Autopinger

*** Ping-O-Matic

*** Google Blog Search Ping Service

*** Technorati Ping

*** Pingoat ping

*** FeedPing

*** King Ping

*** BlogBlip

*** Blog Flux Pinger

*** Blog-RSS Ping Tool

9 Ocak 2008 Çarşamba

AdSense Change Rules - Stupidity Stupidity Stupidity - Adsense Kuralları Değiştirdi - Aptallık Aptallık Aptallık



AdSense Change Rules - Stupidity Stupidity Stupidity - Adsense Kuralları Değiştirdi - Aptallık Aptallık Aptallık


The AdSense blog has just announced changes to the AdSense referral program which I’m pretty disappointed in. In fact they anger me and leave me disillusioned with AdSense.

There are two changes:
1. Changes to Payment System

The ‘experimental’ payment system for publishers promoting AdSense is being changed
back to the way it was before it was changed a year ago.

The current pay system (that is about to change) works like this:

* If you refer someone to AdSense who makes $5 within 180 days you get a payment of $5.
* If you refer someone to AdSense who makes $100 within 180 days you get $250
* If you refer 25 people who make $100 within a 180 day period you get a bonus payment of $2000

Kaynak: www.problogger.net

=================================================================

Adsense Kuralları Değiştirdi - Aptallık Aptallık Aptallık

AdSense bloğundaki son duyuruda AdSense tavsiye
programında yapılan değişiklikbeni düş kırıklığına uğrattı.
Çok kızdım onlara.
İki değişiklik var:

1- Ödeme sistemindeki değişiklik
Eski sisteme dönüldü. Bugüne kadar sistem şöyle çalışıyordu:
* Ürünü tavsiye ettiğiniz kişi Adsense'ten 180 gün içinde
5.-$ kazanırsa siz de aynı parayı kazanıyordunuz.
* Ürünü tavsiye ettiğiniz kişi AdSense'ten 180 gün içinde
100.-$ kazanırsa siz 250.-$ kazanıyordunuz.
* Eğer ürünü tavsiye ettiğiniz 25 kişi Adsense'ten 180 gün
içinde 100.-$ kazanırsa siz de ilave olarak 2000.-$
kazanıyordunuz.

Şimdi uygulanacak olan sistem, yani aslında eski olan
sistem, şöyle çalışacak:
Ürünü tavsiye ettiğiniz kişi AdSense'ten 180 gün içinde
100.-$ kazanırsa siz de 100.-$ kazanacaksınız.

Bu durum programı tavsiye etmek için gerekli olan teşvik
unsurunu ortadan kaldırdı. 2000 $ tutarındaki teşvik
primine ulaşmak için bir çok yayıncı AdSense
tanıtımı için çok çaba harcıyordu. Değişiklik beni çok
şaşırttı.

Bu yetmediyse ikinci değişikliğe bakalım:
2- Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Japonya
haricindeki ülkelerde Adsense
tavsiye programı
uygulanmayacak.

Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Japonya haricinde bir
yayıncıysanız bu programa katılamayacaksınız.

Evet beni iyi duydunuz, sizi bu programın dışında tutacak
tek şey sadece coğrafi yeriniz.
Başka bir deyişle yazdığınız konunun, ziyaretçilerinizin
coğrafi yerinin,bloğunuzun kalitesinin hiçbir önemi yok.
Tek etken sizin nereden yazdığınız.

Bunun anlamı çok açık, bize diyorlar ki: "Bu tavsiye
programı sizin bulunduğunuz
bölgelerde bizim
umduğumuz kadar iyi iş çıkarmadı.
" Ama benim
anlayısıma göre bu aptallığın en üst derecesidir.

Avustralya'dan bloglayan ve tamamiyle AdSense'i
ilgilendiren konularda yazan ve ziyaretçilerinin büyük
bir çoğunluğu Amerika'dan gelen (ve bir çok
ziyaretçisini Adsense kullanıcısına dönüştüren)
bir blog yazarı olarak bu değişikliğin mantığını anlamıyorum.

Ben sadece bir örneğim, bildiğim en iyi örnek.
İstatistiklerime hemen bir göz attım:
Adsense tavsiye programı reklamlarım sayfalarımda
20milyon defa görüntülenmiş. Onlara onbinlerce ziyaretçi
göndermişim. Binlercesinin programa katılmasını sağlamışım.
Bu yeni katılımlardan Adsense'in kaç para yaptığını tahmin
bile edemem.
Şimdi bana diyorlar ki bu çabaların bizim için beş para etmez.

Ödeme ile ilgili olarak yeni bir düzenlemeye gitmelerini
anlayabilirim. Ama yayıncıları sırf bulundukları yer
yüzünden bu programdan dışlamalarını salakça
buluyorum.

AdSense, bu uzağı görememektir, size pahalıya patlayacak,
çünkü çok aptalca.

PS: AdSense bloğundaki son cümle bu kararı alırken
uluslararası yayıncılarından ne kadar kopuk olduklarını
gösteriyor:
"Bu tavsiye programına desteklerinizi takdirle karşılıyor ve
bu yeni durumun size
sıkıntı yaratmayacağını umuyoruz."
Sıkıntı yaratmayacak değil mi, ciddi misiniz?

Shoemoney de tartişmaya "AdSense Slaps Foreign
Webmasters in the Face" yazısıyla katıldı.

Güncelleme: Adsense'in bu kararından dolayı kafam hala karışık.
Bu kararın arkasında ne yatığını merak ediyorum. Aklıma
yayıncıların sayısının aşırı artmış olma ihtimali geliyor.
Yenilerinin sisteme dahil olmasını yavaşlatmak istiyor
olabilirler.
Belki de yeni yeni çıkan ve sayıları giderek artan AdWords
alternatifleri mevcut yayıncıların sayısının nisbi olarak
fazla görünmesine sebep oluyordur.

İlgilisine konu ile ilgili yazılmış en son yazılar:
AdSense Slaps Foreign Webmasters in the Face
Upcoming referrals changes
Google Adsense Referral Hydra Had To Be Clobbered
AdSense Publishers Furious Over Referral Changes
AdSense Changes AdSense Referrals Policy By Insulting Affiliates
AdSense Referrals Now a Lot Less Lucrative



7 Ocak 2008 Pazartesi

Where To Go For Free Or Cheap Business Education Online / Bedava veya Ucuz Online İşletme Eğitimi

Where To Go For Free Or Cheap Business Education Online /
Bedava veya Ucuz Online İşletme Eğitimi



Getting a business education doesn’t have to be expensive. There are an increasing number of colleges, universities and nonprofit organizations offering free business courses online. Find out where you can sign up and what you can get from these cost-effective sources.

1. MIT OpenCourseWare - Sloan School of Management

2. The U.S. Small Business Administration

3. The Free Nonprofit Micro-eMBA Program

4. ‘Business Week’ Free Online Courses

Kaynak: NicheGeek.com

==============================================================

Bedava veya Ucuz Online İşletme Eğitimi Verenler

İşletme eğitimi almak pahalı olmamalı. Bedava online - çevrimiçi - işletme eğitimi veren kolej, üniversite ve kar amacı gütmeyen kuruluşların sayısı giderek artıyor.
Aşağıdaki listeyi inceleyerek nereye kayıt olup bu eğitimi nereden alabileceğinizi araştırabilirsiniz.


1. MIT OpenCourseWare - Sloan School of Management

2. The U.S. Small Business Administration

3. The Free Nonprofit Micro-eMBA Program

4. ‘Business Week’ Free Online Courses

5. My Own Business

6. Business Entrepreneur Courses

7. Kutztown University - Small Business Development Center

8. iLearn Small Business Courses

9. Financial Management Training Center Courses

10. State of Maine - Small Business Development Center

6 Ocak 2008 Pazar

How To Create an Environmentally Friendly Office / Çevre Dostu Bir Ofis Nasıl Yaratılır

How to Create an Environmentally Friendly Office
Çevre Dostu Bir Ofis Nasıl Yaratılır?


You may be a part of an office team or you may run your
own office
with all the responsibilities, you can create
environmentally friendly
offices with minimal efforts.

Green, nature, is not always in atractive lawns but also may
be found
in your office.

There are simple methods for environmentally friendly offices:
1- Use energy saving equipment from your copier to
refregirator try to use energy saving


Kaynak: Environmentally Friendly Business

=============================================

Çevre Dostu Ofisler Nasıl Yaratılır?

Belki bir çalışansınız bir ofiste, veya tüm sorumluluklarıyla bir ofisi yönetiyorsunuz.
Her iki durumda da çok küçük çabalarla çevre dostu bir ofis yaratabilirsiniz.

Yeşile ulaşmak için ille de çayırlara gitmek zorunda değilsiniz, ofisiniz ne güne duruyor.

Çevre dostu ofisler yaratmak için çok basit yöntemler var:

1- Fotokopi makinanızdan, ofiste kullandığınız buzdolabına kadar satın alacağınız tüm elektrikli cihazları enerji tasarruflu olanlardan seçin.

2- Herşeyi çöpe atmayın. Tekrardan kullanıma sokmanın yollarını arayın, teşvik edin. Kağıt, cam, aluminyum, plastik tekrardan kullanılabilir.

3- Kullanmadığınız zamanlarda bilgisayarınızı ve diğer elektrikli aletleri kapatın. Kapatın ve ne kadar elektrik tasarrufu yaptığınızı, çevreye katkıda bulunduğunuzu hesaplayın.

4- Herşeyi print etmeyin. Kağıt ağaç demektir, unutmayın. Müsvedde kağıt veya geri dönüşümden kazanılmış kağıtlar kullanın.

5- Ofisinizi çiçeklerle, yeşil saksı bitkileri ile donatın.

6- Kullanılmayan yerlerdeki ışıkları söndürün, bu yerler genel kullanıma açık yerler olsa bile.



7 - Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Ama bir fincan kahvenin. Tek kullanımlık bardaklarla çay, kahve içmeyin. Tek kullanımlık bardaklarla ne kadar çöp ürettiğinizi düşünün.
Bir fincan kahve ile bile çevre dostu bir ofis yaratmak için ilk adımı atabilirsiniz.

İlgilisine:
ONLINE ENVIRONMENTAL SCIENCE JOURNALS (free)
Environmental Management Handbook (free)
The Green Office Manual: A Guide to Responsible Practice

4 Ocak 2008 Cuma

Google Mobilizer / Bir Siteyi Cep Dostu Yapmak İçin Bedava Araç

Google Mobilizer: Make Any Website Mobile Friendly / Google Mobilizer: Bir Siteyi Cep Dostu Yapmak İçin Bedava Araç


Free tool to mobilize any website and make it viewable on your mobile phone or PDA.
Simply go to Google Mobilizer and enter the website URL, indicate whether you want images on/off, and click ‘GO’.

Mobilizer will present you with a neat, add-free and stripped down version of the website. You also get a navigation menu to easily browse through website’s pages.

Kaynak: Makeuseof.com

=====================================================

Google Mobilizer herhangibir siteyi cep telefonunuzdan veya PDA'den görünür kılmak için yararlanılabilecek bedava bir araç.
Yaralanmak çok basit: Google Mobilizer sayfasına gidin, ilgilendiğiniz web sayfasının adresini girin, sitedeki resimleri görmek isteyip istemediğinizi işaretleyin ve "GO" ya tıklayın.
Google Mobilizer sizi derli toplu, reklamsız ve aşağıya doğru uzayan ve cep telefonunuzla uyumlu sayfanıza götürsün. Ayrıca sitenin içinde dolaşmanıza imkan veren navigasyon menüsü de elinizin altında olsun.




Her halükarda mobil tarayıcınızda bulunması gereken bir sıkkullanılan ( favori).
Google Mobilizer'ı denemek için buradan yararlanabilirsiniz:
http://google.com/gwt/n

SON YAZILAR / RECENT POSTS